Sizi neşelendirmek için uğraşıyorum.
- I'm trying to cheer you up.
Seni neşelendirmek istiyorum.
- I want to cheer you up.
Neşelen! Bizi kurtaracaklarından eminim.
- Cheer up! I'm sure we'll be saved.
O her zaman neşeli ve güler yüzlüdür.
- She is always cheerful and smiling.
Annem, kaygısız, neşeli ve iyi huyludur.
- My mother is carefree, cheerful and good-natured.
O ona yarın asılacaksın dedi. Bunu duymak kesinlikle onu teselli etmedi.
- They told him: Tomorrow you are to be hanged. Hearing that did not exactly cheer him.
Tom'un biraz teselliye ihtiyacı var.
- Tom needs a little cheering up.