garip garip

listen to the pronunciation of garip garip
التركية - الإنجليزية
oddly, strangely
1. in bewilderment, confusedly. 2. strangely
oddly
garip
bizarre
garip fikirleri olan
whimsical
garip
strange

They made a strange discovery. - Garip bir keşif yaptılar.

It's a bit strange to me. - O bana biraz garip geldi.

garip
odd

Tom had an odd look on his face. - Tom'un yüzünde garip bir ifade vardı.

She must have sensed something odd. - Garip bir şey hissetmiş olmalı.

garip
awkward

Why would that be awkward? - Bu neden garip olurdu?

I feel a little awkward. - Biraz garip hissediyorum.

garip davranış
spectacle
garip
lonely
garip
weirdo

You're such a weirdo. - Sen bir garip tipsin.

garip
poor

For a professional, he gave a poor account of himself in today's game. - Bir profesyonele göre, bugünkü oyunda kendisiyle ilgili garip bir açıklama yaptı.

garip
one living in a foreign land or far from home, stranger
garip
curious
garip
bizzare
garip
poor, wretched, forlorn
garip biçimde
strangely

Tom is behaving strangely. - Tom garip biçimde davranıyor.

The car has been acting strangely. - Araba garip biçimde hareket ediyor.

garip
out-of-the-way
garip
screwball
garip
quaint
garip
abnormal
garip
spooky
garip
ferly
garip
extraordinary
garip
far-out
garip
offbeat
garip
crotchet
garip
exotica
garip
unaccustomed
garip
curiosity
garip
unaccountable
garip
eccentrical
garip
exotism
garip
freaky
garip adam
crank
garip alet
contraption
garip bir biçimde
bizarrely
garip bir kimse
queer fish
garip bir kişi
eccentric
garip bir kişiliğe sahip
eccentric
garip bir olay
freak
garip bir şekilde
exotically
garip bir şekilde
spookily
garip davranış
vagary
garip düşünce
crotchet
garip fikir
whimsy
garip fikirleri olan
crank
garip istekleri olan
whimsical
garip kimse
crank
garip kimse
oddity
garip olay
quirk
garip rastlantı
quirk
garip tip
creep
garip özellik
oddity
garip şey
oddity
Garip kuşun yuvasını Allah yapar
(Atasözü) God is the protector of the destitute
garip kişi
strange people
Garip
(isim) Pathetic person
garip
funny

There's a funny smell coming from the engine of the car. - Arabanın motorundan gelen garip bir koku var.

They looked at me funny. - Onlar bana garip baktılar.

garip
eccentric
garip
moving, touching, pathetic
garip
exotic
garip
How strange!/How curious!/That's odd!
garip
kinky
garip
outlandish
garip
cranky
garip
quizzical
garip
fantastic
garip
out of the way
garip
codger
garip
crotchety
garip
droll
garip
freak

Your freaking grandfather nearly ran me over! - Senin garip büyükbaban neredeyse beni ezecekti!

garip
grotesque

The olm is my favourite animal, due to its grotesque appearance. - Olm garip görünümü nedeniyle benim en sevdiğim hayvan.

garip
fancy
garip
far out
garip
queer
garip
strange, unusual, peculiar, odd, queer, curious, bizarre, weird, eccentric, outlandish, unfamiliar
garip
funny peculiar
garip
comical
garip
strange, odd, queer, curious, peculiar, unusual, weird, bizarre, grotesque, cranky, outlandish; lonely; poor, needy, destitute
garip
fantastical
garip
freakish
garip
fanciful
garip (kimse)
(Argo) yobbo
garip adam
gink
garip adam
screwball
garip belki ama
strangely enough
garip bir biçimde
oddly

You're behaving oddly. - Sen garip bir biçimde davranıyorsun.

Tom is behaving oddly. - Tom garip bir biçimde davranıyor.

garip bir halde
laughably
garip bir ifade
a strange expression
garip bir ifade takınmak
wear a strange expression
garip bir şekilde hoşuna gitmek
tickle one's fancy
garip biçimde
comically
garip biçimde
fantastically
garip biçimde
curiously
garip bulunmak
be found strange
garip bulunmak
be found bizarre
garip davranmak
behave oddly
garip düşünce
kink
garip fikirli
viewy
garip gelmek
be considered strange
garip gelmek
be found bizarre
garip gelmek
be regarded as strange
garip gelmek
be found strange
garip gelmek
be found odd
garip görünüşlü
odd looking
garip hevesleri olan
faddy
garip ifade
strange expression
garip merakları olan kimse
faddist
garip olan şu ki
curiously enough
garip tarzda
in a strange way
garip tutku
crotchet
garip ya da sıradışı olan
(Argo) lalapalooza
garip şekil
grotesque
garip şey
caution
haram helal ver Allahım, garip kulun yer Allahım
(Konuşma Dili) He will make a profit from anything, with no regard for right and wrong
kendimi garip hissediyorum
I feel out of sorts
vücudunu garip şekillere sokabilen akrobat
contortionist
التركية - التركية
Zavallı, şaşkın bir biçimde
garip
Yadırganan, anlaşılmamış, gizli yönleri olan, yabansı, tuhaf
garip
Kimsesiz, zavallı
garip
Şaşılacak bir şey karşısında söylenir
garip
Yabancı, gurbette yaşayan, elgin
garip
Orhan Veli, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat 'ın öncülüğünü yaptığı şiir akımı
garip
Garip!"- A. İlhan
garip
Dokunaklı, hüzün veren: "Bir yabancı için dünyanın neresinde olursa olsun büyük şehir böyle garip bir yalnızlık duygusu veriyor."- H. E. Adıvar. Şaşılacak bir şey karşısında söylenen söz: "Demek Bekir böyle utangaç bir çocukmuş
garip
Yadırganan, anlaşılmamış, gizli yönleri olan, yabansı, tuhaf: "Yağmur, ortalığa garip bir kış serinliği getirmişti."- A. İlhan
garip
Dokunaklı, hüzün veren
garip garip
المفضلات