Equality is guaranteed by the Constitution.
- Eşitlik anayasa tarafından garantiye alınmıştır.
He guaranteed his slaves' freedom.
- O, kölelerinin özgürlüğünü garantiledi.
This car has a good warranty.
- Bu arabanın iyi bir garantisi var.
Mary's washing machine broke down a week after the warranty had run out.
- Mary'nin çamaşır makinesi, garantinin bitmesinden bir hafta sonra bozuldu.
Mary's washing machine broke down a week after the warranty had run out.
- Mary'nin çamaşır makinesi, garantinin bitmesinden bir hafta sonra bozuldu.
This car has a good warranty.
- Bu arabanın iyi bir garantisi var.
Freedom of thought is guaranteed by the constitution.
- Düşünce özgürlüğü anayasa tarafından garanti altına alınmıştır.
Safety is not guaranteed.
- Güvenlik garanti edilmez.
A firewall guarantees your security on the internet.
- Güvenlik duvarı, internette güvenliğinizi garanti eder.
There are no guarantees in life.
- Hayatta hiçbir şeyin garantisi yoktur.