On mahkûm hapishaneden çıktı.
- Ten prisoners broke out of jail.
Bir hapishanede asla bulunmadım.
- I have never been inside a jail.
Tom ömrünün geriye kalanını hapiste geçirmek istemiyor.
- Tom doesn't want to spend the rest of his life in jail.
Tom Mary'yi kefaletle hapishaneden çıkardı.
- Tom bailed Mary out of jail.
Sami ilçe cezaevinde Leyla'yı ziyaret etti.
- Sami visited Layla at the county jail.
I have to go to jail for 5 days per week.