galip

listen to the pronunciation of galip
التركية - التركية
Bir yarışma, karşılaşma, çatışma vb. sonunda yenen, üstün gelen, başarı kazanan: "Bunlar galipler tarafından haksızca esir edilmiş vatandaşlardı."- A. Gündüz
Bir yarışma, karşılaşma, çatışma vb. sonunda yenen, üstün gelen, başarı kazanan
(Osmanlı Dönemi) BÂHİR
(Osmanlı Dönemi) MÜSEYTIR
(Osmanlı Dönemi) EAZZ
(Osmanlı Dönemi) MÜSELLAT
التركية - الإنجليزية
winner

Tom and Mary were the winners. - Tom ve Mary galiptiler.

conquering
(isim) Victor

We were completely victorious. - Biz tamamen galiptik.

History is written by the victors. - Tarih galipler tarafından yazılır.

winning, victorious; vanquishing, overcoming, conquering
vanquisher
victorious; overwhelming
champion
winner, victor; vanquisher, conqueror
top dog
victorious

We were completely victorious. - Biz tamamen galiptik.

Tom and Mary were victorious. - Tom ve Mary galip geldiler.

prevailing
vanquishing, overwhelming, superior
triumphant
preponderant
overwhelming
preponderate
predominant
winning
dominant
galip gelmek
prevail
galip olmak
(Hukuk) prevail
galip gelmek
win
galip gelmek
be victorious
galip gelmek
to win, to overcome
galip gelmek
1. to win, be the victor, be victorious. 2. to get the upper hand, come out on top, win out
galip çıkmak
to come out victorious
galip çıkmak
to come out on top (in), end up the victor (in)
galip gelmek
upper hand
galip gelmek
outwit
galip gelmek
(Politika, Siyaset) defeat
galip gelmek
get the better of
galip gelmek
win against
galip gelmek
(deyim) polish off
galip gelmek
overcome
Galip gelmek
(Askeri) have the upper hand
galip gelmek
lick
galip gelmek
{f} predominate
galip gelmek
clean
kolayca galip olmak
walk over
galip
المفضلات