The bad harvest caused massive food shortages.
- Kötü hasat büyük gıda sıkıntısına neden oldu.
Lack of food had left him weak and exhausted.
- Gıda yetersizliği onu zayıf ve bitkin düşürdü.
This grocery store only sells organic food.
- Bu bakkal sadece organik gıda satıyor.
Have you ever wondered if you are getting adequate nutrients from the food you eat?
- Hiç yediğiniz gıdalardan yeterli miktarda besin alıp almadığını merak ettiniz mi?
There isn't much nutrition in potato chips.
- Patates cipsinde çok gıda yok.