gıda

listen to the pronunciation of gıda
التركية - الإنجليزية
(Hukuk) food

The bad harvest caused massive food shortages. - Kötü hasat büyük gıda sıkıntısına neden oldu.

Overseas food exports are one of the mainstays of agribusiness. - Yurtdışı gıda ihracatları tarım dayanaklarından biridir.

nourishment
sustenance
food; nutrition, nourishment, nutriment, diet; alimentary
nutrient

Have you ever wondered if you are getting adequate nutrients from the food you eat? - Hiç yediğiniz gıdalardan yeterli miktarda besin alıp almadığını merak ettiniz mi?

diet
nutriment
nutrition

There isn't much nutrition in potato chips. - Patates cipsinde çok gıda yok.

pabulum
aliment
fare
grocery store

This grocery store only sells organic food. - Bu bakkal sadece organik gıda satıyor.

{i} nurture
gıda maddesi
foodstuff
gıda güvenliği
Food safety
gıda laboratuarları
food laboratories
gıda mühendisi
Food engineer
gıda mühendisliği
(Gıda) Food engineering
gıda yetersizliği
Food scarcity
Gıda Yardımı Politikaları ve Programları Komitesi (Birleşmiş Milletler)
(Askeri) Committee on Food Aid Policies and Programmes (UN)
Gıda ve Tarım Örgütü
(Hukuk) Food and Agriculture Organisation (FAO)
Gıda ve İlaç İdaresi
(Askeri) Food and Drug Administration
Gıda ve İnsani Yardım Bürosu; yabancı insani yardım
(Askeri) Bureau for Food and Humanitarian Assistance; foreign humanitarian assistance
gıda boyası
colouring
gıda ile ilgili
trophic
gıda işleme kurumları
(Hukuk) food processing establishments
gıda kontrol idaresi
(Hukuk) food control administration
gıda maddeleri
foodstuffs
gıda maddeleri
eatables
gıda maddesi
comestibles
gıda maddesi toptancısı
purveyor
gıda mağazası
food department
gıda mağazası hangi katta
On which floor is the food department
gıda pazarı
food store, grocery store
gıda sanayii
provisions industry
gıda sanayisi
food industry
gıda yardım programı
(Hukuk) food aid programme
gıda zehirlenmesi
botulism
fonksiyonel gıda
(Gıda) functional food
yem ve gıda yasası
(Kanun) feed and food law
organik gıda
Organic food
Birleşmiş Milletler (UN) Gıda ve Tarım Teşkilatı; yabancı bölge subayı
(Askeri) Food and Agriculture Organization (UN); foreign area officer
Dünya Gıda Programı
(Askeri) World Food Programme (UN)
Dünya Gıda Programı
(Hukuk) World Food Programme
Dünya Gıda Teşkilatı
(Hukuk) World Food Organization
besleyici gıda
sustaining food
bozulma (gıda)
(Gıda) spoilage
diyet gıda
dietary product
diyet gıda
dietary food
konserve gıda
tinned good
konserve gıda nerede bulabilirim
Where can I find canned food
minimum işlenmiş gıda
(Gıda) minimally processed food
sağlıklı gıda malzemeleri dükkanı
health food store
sebzeli gıda
vegetable diet
sulu gıda
liquid diet
sulu gıda
liquid food
tarım-gıda sektörü
(Hukuk) agri-food sector
tıbbi gıda
(Gıda) medicinal food
tıbbi gıda
(Gıda) medical food
veteriner gıda kontrolü
veterinary food inspection
yenilmez (gıda vb)
unpalatable
التركية - التركية
الإنجليزية - التركية

تعريف gıda في الإنجليزية التركية القاموس.

ek gıda
Supplmentary food
gıda
المفضلات