Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

gıdıklanır

listen to the pronunciation of gıdıklanır
التركية - الإنجليزية
ticklish

Tom said that he was really ticklish. - Tom gerçekten gıdıklanır olduğunu söyledi.

Are earthworms ticklish? - Solucanlar gıdıklanır mı?

tickly
gıdıkla
make a cluck
gıdıkla
{f} tickle

You can't tickle yourself. - Kendini gıdıklayamazsın.

Tom began to tickle Mary. - Tom Mary'yi gıdıklamaya başladı.

gıdıkla
titillate
gıdıkla
made a cluck
gıdıkla
{f} tickling

Tom asked Mary to stop tickling him. - Tom Mary'den onu gıdıklamaktan vazgeçmesini istedi.

gıdıkla
{f} titillated
gıdıkla
{f} titillating
gıdıkla
cackle