güvensizlik

listen to the pronunciation of güvensizlik
التركية - الإنجليزية
insecurity
distrust
mistrust

The old woman looked at me with surliness and mistrust. - Yaşlı kadın bana somurtkanlık ve güvensizlikle baktı.

Mistrust is the mother of safety. - Güvensizlik güvenliğin anasıdır.

shyness
lack of confidence, nonconfidence
distrustfulness, insecurity
discredit
distrust, mistrust itimatsızlık
no confidence

The Prime Minister could not continue after a vote of no confidence. - Başbakan güvensizlik oyundan sonra devam edemedi.

disbelief

I had an expression of disbelief on my face. - Yüzümde güvensizlik ifadesi vardı.

Tom and Mary stared at each other in disbelief. - Tom ve Mary birbirine güvensizlikle baktı.

doubt
unsafety, insecurity
faithlessness
distrustfulness
disbelieve
güvensizlik duymak
have a distrust of smb
güvensizlik oyu
vote of nonconfidence
güvensizlik oyu
vote of no confidence
güvensizlik oyu
motion of censure
güvensizlik oyu
vote of censure
güvensizlik politikası
(Hukuk) antitrust policy
güvensizlik uyandırmak
raise doubts
güvensizlik önergesi
(Hukuk) motion of censure
güvensizlik önergesi proposal
for a vote of nonconfidence
kendine güvensizlik
lack of self confidence
kendine güvensizlik
diffidence
التركية - التركية
Güvensiz olma durumu, itimatsızlık
itimatsızlık
emniyetsizlik
güvensizlik önergesi
Hükûmetin uygulamalarına karşı gösterilen yazılı veya sözlü itimatsızlık
güvensizlik
المفضلات