Layla was in a high security prison.
- Leyla yüksek güvenlikli bir cezaevindeydi.
Dan was serving a life sentence in a maximum security facility.
- Dan maksimum güvenlikli bir tesiste ömür boyu hapis cezasını çekiyordu.
Security is the greatest enemy.
- Güvenlik en büyük düşmandır.
If you want security in your old age, begin saving now.
- Yaşlandığında güvenlik istiyorsan, şimdi biriktirmeye başla.
We must put safety before anything else.
- Güvenlik başka her şeyden öncelikli sağlanmalıdır.
She kept her valuables in the bank for safety.
- Güvenlik için kadın, değerli şeylerini bankada sakladı.