We want to keep everybody safe.
- Biz herkesi güvencede tutmak istiyoruz.
Your secrets are safe with me.
- Sırlarınız benimle güvencededir.
Tom's not making any guarantees.
- Tom hiç güvence vermiyor.
Our success is guaranteed.
- Başarımız güvence altındadır.
I always hear assurances about economic recovery, but I still haven't seen it.
- Ben her zaman ekonomik iyileşme hakkında güvence duyuyorum, ama ben hâlâ onu görmedim.
I've been given assurances.
- Bana güvenceler verildi.