Do you study English every day?
- Her gün İngilizce çalışıyor musun?
Good day, how are you?
- İyi günler, nasılsın?
Sunlight brightens the room.
- Güneş ışığı odayı aydınlatıyor.
A beam of sunlight came through the clouds.
- Bulutların arasından güneş ışığı demeti geldi.
My grandfather gave me a birthday present.
- Büyükbabam bana bir doğum günü hediyesi verdi.
I got you a pen as a birthday present.
- Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.
Today is the hottest day this year.
- Bugün, bu yılın en sıcak günüdür.
In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.
- Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.
The sunshine improved his color.
- Güneş rengini artırdı.
This room gets a lot of sunshine.
- Bu oda bol güneş ışığı alır.
How many times a day does that bus run?
- O otobüs günde kaç kez çalışır?
How many times does the bus run each day?
- Otobüs her gün kaç kez çalışır?
Sami will maintain his innocence until the day he dies.
- Sami masumiyetini öldüğü güne kadar sürdürecek.
Which is the date of your birthday?
- Doğum günün hangi tarih?
That textbook is out of date.
- O ders kitabı güncel değil.
What a beautiful sunset!
- Ne güzel bir günbatımı!
In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.
- Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.
I regret having been idle in my school days.
- Okul günlerimde aylak olduğum için pişmanım.
There is nothing like a glass of beer after a whole day's work.
- Bir tam günlük çalışmadan sonra bir bardak bira gibi bir şey yoktur.
Güneşli olsa da hava soğuktu.
- Güneşli olmasına rağmen, hava soğuktu.
Güneş çıkmış olsa bile hava soğuktu.
- güneşin çıkmış olmasına rağmen, hava soğuktu.