Tom needs to be brought up to date.
- Tom'un güncelleştirilmeye ihtiyacı var.
I assume all our equipment is still up to date.
- Sanırım bütün ekipmanımız hâlâ güncel.
The laboratory has the most up-to-date equipment.
- Laboratuvar en güncel ekipmana sahip.
Electric computers provide managers with detailed, up-to-date information.
- Elektrikli bilgisayarlar, yöneticilere ayrıntılı ve güncel bilgileri sağlar.
Are there any updates on this issue?
- Bu konuda herhangi bir güncelleme var mı?
Tom needs to update his website.
- Tom Websitesini güncellemelidir.
There are several current theories about the possible causes of gamma-ray bursts.
- Gama ışını patlamalarının olası nedenleri hakkında birkaç güncel teori vardır.
The teacher tried to interest the students in current events.
- Öğretmen güncel olaylara öğrencilerin dikkatini çekmeye çalıştı.
This hardly seems newsworthy.
- Bu neredeyse hiç güncel görünmüyor.