We must sleep at least seven hours a day.
- Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
Good day, how are you?
- İyi günler, nasılsın?
I would like to see you again sometime.
- Günün birinde seni tekrar görmek isterim.
We should get together sometime.
- Günün birinde buluşmalıyız.
Tom will pay for it one day.
- Tom onu günün birinde ödeyecek.
A new sentence is like a letter in a bottle: it will be translated some time.
- Yeni bir cümle, şişe içindeki bir mektup gibidir: günün birinde çevrilecektir.
Love, which is a wonderful feeling, comes to everyone at some time in their life.
- Aşk, harika bir duygu, herkese hayatında günün birinde gelir.
A beam of sunlight came through the clouds.
- Bulutların arasından güneş ışığı demeti geldi.
Paintings should not be exposed to direct sunlight.
- Tablolar, doğrudan güneş ışığına maruz bırakılmamalıdır.
I would like to give him a present for his birthday.
- Ona doğum günü için bir hediye vermek istiyorum.
Tom never fails to send a birthday present to his father.
- Tom babasına doğum günü hediyesi göndermekten geri kalmaz.
Today is June 18th and it is Muiriel's birthday!
- Bugün Haziran'ın 18'i ve bugün Muiriel'in doğum günü!
Today is a sunny day.
- Bugün güneşli bir gün.
The sunshine tempted people out.
- Güneş ışığı insanları dışarı çıkmaya özendirdi.
This room doesn't get much sunshine.
- Bu oda çok fazla güneş ışığı almaz.
These medicines should be taken three times a day.
- Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalı.
How many times a day does that bus run?
- O otobüs günde kaç kez çalışır?
Sami will maintain his innocence until the day he dies.
- Sami masumiyetini öldüğü güne kadar sürdürecek.
Date of last revision of this page: 2010-11-03
- Bu sayfanın son güncellenme tarihi: 2010.11.03
That textbook is out of date.
- O ders kitabı güncel değil.
You don't go to school on Sunday, do you?
- Pazar günü okula gitmiyorsun, değil mi?
In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.
- Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.
I thought doing this would be easy, but we've been working all day and we're still not finished.
- Bunun kolay olacağını düşünmüştüm, fakat bütün gün çalışıyoruz ve hâlâ bitirmedik.
There is nothing like a glass of beer after a whole day's work.
- Bir tam günlük çalışmadan sonra bir bardak bira gibi bir şey yoktur.
Güneşli olmasına rağmen, hava soğuktu.
- Güneşli olsa da hava soğuktu.
Merih güneşten dördüncü gezegendir.
- Mars güneşten dördüncü gezegendir.