gümrükte

listen to the pronunciation of gümrükte
التركية - الإنجليزية

تعريف gümrükte في التركية الإنجليزية القاموس.

gümrük
customs

The customs officials searched the whole ship. - Gümrük memurları bütün gemiyi araştırdılar.

Please fill out the Customs Declaration Form. - Lütfen Gümrük Beyan Formunu doldurun.

gümrük
custom

Please fill out the Customs Declaration Form. - Lütfen Gümrük Beyan Formunu doldurun.

The customs officials examined the boxes. - Gümrük memurları kutuları inceledi.

gümrük
duty

Is this a duty-free shop? - Bu bir gümrüksüz-mallar mağazası mı?

These articles are all exempt from duty. - Bu mallar gümrük vergisinden muaftır.

gümrük
(Ticaret) customs bureau
gümrük
(Ticaret) customshouse
gümrük
customs house
gümrük
custom of
gümrük
customs; customs house; tariff, duty
gümrük
tariff

Cleveland decided that high tariffs were wrong. - Cleveland yüksek gümrük vergilerinin yanlış olduğuna karar verdi.

Some of the tariffs were as high as sixty percent. - Bazı gümrük vergileri yüzde 60'a varıyordu.

gümrük
duty; tariff
gümrük
customshouse, customhouse
gümrük
customhouse
gümrük
customs, customs bureau (as an agency of the state)
التركية - التركية

تعريف gümrükte في التركية التركية القاموس.

gümrük
Bir ülkeye giren veya bir ülkeden çıkan mal ve eşya üzerinden alınan vergi
gümrük
Bir ülkenin giriş ve çıkışında gümrük denetim ve gözetiminin yapıldığı yer
gümrük
Bir ülkenin giriş ve çıkışında gümrük denetim ve gözetiminin yapıldığı yer: "Sayfaları girip çıktığı gümrüklerin dalgalarıyla dolu pasaportlar eskitti."- N. Cumalı
gümrük
Bir verginin alınması işlemiyle uğraşan devlet kuruluşu
gümrükte
المفضلات