The roses are in bloom.
- Güller çiçek açmışlar.
I like white roses better than red ones.
- Ben beyaz gülleri kırmızı olanlardan daha çok severim.
The rose is a flower and the dove is a bird.
- Gül bir çiçektir ve güvercin bir kuştur.
The roses are in bloom.
- Güller çiçek açmışlar.
We must not laugh at the poor.
- Fakirlere gülmemeliyiz.
Don't laugh at him for making a mistake.
- Hata yaptığı için ona gülme.
I can't stop laughing.
- Gülmemek elimde değil.
It is no laughing matter that he couldn't graduate from university this year.
- Onun bu yıl üniversiteden mezun olamaması gülünecek bir şey değil.
I don't know whether to cry or to laugh.
- Ağlasam mı yoksa gülsem mi bilmiyorum.
They laughed the speaker down.
- Onlar spikeri gülerek susturdular.