gülüşme

listen to the pronunciation of gülüşme
التركية - الإنجليزية
to laugh
levity
gülüş
laugh

Tom answered with a contemptuous laugh. - Tom küçümseyici bir gülüşle cevap verdi.

A laugh can be a very powerful thing. - Bir gülüş çok güçlü bir şey olabilir.

gülüş
{i} smile

I like the way she smiles. - Onun gülüş tarzını seviyorum.

Your smile always makes me happy. - Gülüşün beni hep mutlu ediyor.

gülüş
laughing
gülüşmek
laugh at each other
gülüşmek
laugh together
gülüş
laughter
gülüş
cackle
gülüş
beam
gülüş
laughter, way of laughing
gülüşmek
to have a laugh together, laugh together
gülüşmek
disport oneself
gülüşmek
to laugh together, to laugh at each other
التركية - التركية
Gülüşmek işi
Gülüşmek işi: "Biz çıkarken arkamızdan onların yılışık gülüşmeleri vardı."- P. Safa
Gülüş
hande
Gülüşmek
(Osmanlı Dönemi) TADAHUK
gülüş
Gülme işi veya biçimi: "Kalleşliğin bin bir çeşidi apaçık görünüyordu bu gülüşte."- N. Ataç
gülüş
Gülme işi veya biçimi
gülüşmek
Karşılıklı veya birlikte gülmek, birlikte şakalaşmak: "Hep birlikte kahkahayla gülüştüler."- N. Cumalı
gülüşmek
Karşılıklı veya birlikte gülmek, birlikte şakalaşmak
gülüşme
المفضلات