Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.
- Batılı ülkeler doları güçlendirmek için baş başa verip düşünüyorlar.
It is important to strengthen the foundation.
- Temeli güçlendirmek önemlidir.
Fadil and Dania were ready to do anything to fortify their relationship.
- Fadil ve Dania ilişkilerini güçlendirmek için her şeyi yapmaya hazırdı.
I want to empower the people.
- İnsanları güçlendirmek istiyorum.