göz göze

listen to the pronunciation of göz göze
التركية - الإنجليزية
eye

This is the first time I've looked Marika in the eye. - Bu, Marika ile ilk defa göz göze gelmemiz.

Our eyes should meet when we shake hands. - El sıktığımız zaman göz göze gelmeliyiz.

eyes to eyes
eye to eye
göz göze gelmek
to catch each other's eye
göze göz dişe diş
an eye for an eye
göze göz
eye for an eye
göz göz
compartmental
göz göz
honeycombed
göze göz dişe diş
eye for an eye
göze göz dişe diş
person's punishment should be equal to the wrong or crime which he committed (Biblical)
التركية - التركية
Bakışları karşılaşarak
göze göz dişe diş
"Quid pro quo" Politikası, Türkçe'de; "Kısasa kısas" denilen şekilde uygulanan bir tutum olup, dünya diplomasisinde bu Latince deyimle anılmaktadır. Bazen, "göze göz, dişe diş" de denilen bu politika ile bir devlet diğerlerine karşı aynen onun kendisine olan davranışlarına uygun bir tutum izleyerek cevap verir
göze göz
Aynı biçimde acısını çıkarma, misilleme
göz göze
المفضلات