The two squirrels chased each other around the trunk of a large tree.
- İki sincap büyük bir ağacın gövdesinin etrafında birbirini kovaladı.
I'm going to lay you down in the green grass underneath that big old oak tree and then carve our initials into its trunk.
- O büyük, ihtiyar meşe ağacının dibinde çimlere uzanıp, gövdesine adlarımızın baş harflerini kazıyacağım.
His impressive body of work made him a leader in scientific research.
- Onun etkileyici iş gövdesi onu bilimsel araştırmada bir lider yaptı.
He has a strong body.
- O güçlü bir gövdeye sahip.
Sami sent Layla photos of his torso.
- Sami gövdesinin fotoğraflarını Leyla'ya gönderdi.
They scraped barnacles off the hull of the ship.
- Geminin gövdesinden kaya midyelerini sıyırdılar.