Tom must have seen Mary when he visited Boston.
- Tom Boston'u ziyaret ettiğinde Mary'yi görmüş olmalı.
Jody looks as if she had seen a ghost.
- Jody sanki bir hayalet görmüş gibi görünüyor.
I saw my Twitter account suspended after a while.
- Bir müddet sonra Twitter hesabımın askıya alındığını gördüm.
Yesterday I went to Denizli and I saw a rooster near the coop.
- Dün ben Denizli'ye gittim ve kümesin yakınında bir horoz gördüm.
The roof was damaged by the storm.
- Çatı fırtınadan zarar görmüştü.
I tried to repair his damaged prestige.
- Zarar görmüş itibarını tamir etmeye çalıştım.
Seeing that she was not excited at the news, she must have known it.
- O, habere heyecanlanmadığına göre, onu önceden biliyor olmalı.
I'm looking forward to seeing you this April.
- Bu nisanda seni görmeye can atıyorum.
Love is seeing her in your dreams.
- Aşk onu rüyalarında görmektir.
I want to see you before you go.
- Sen gitmeden önce seni görmek istiyorum.
I've never seen such a wonderful sunset.
- Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
I have not seen him lately.
- Son zamanlarda onu görmedim
The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
- Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.
Their view of life may appear strange.
- Onları hayat görüşü acayip görünebilir.
He happened to catch sight of a rare butterfly.
- Tesadüfen nadir bir kelebeği gördü.
She stood astonished at the sight.
- Görünüşte şaşırmış gibi duruyordu.
The sight of fresh lobster gave me an appetite.
- Taze ıstakozun görünüşü iştahımı açtı.
Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
- Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.