I was appalled by her lack of good manners.
- Onun görgü yokluğu yüzünden dehşete düştüm.
Greetings are the basis of good manners.
- Selamlar, görgü kurallarının temelidir.
I'm going to have to teach you all some manners!
- Sana bazı görgü kurallarını öğretmek zorunda kalacağım!
This book is on the manners and customs of America.
- Bu kitap Amerika'nın görgü ve gelenekleri üzerinedir.
There's proper etiquette for everything, even an orgy.
- Her şey için görgü kuralı vardır, hatta bir seks partisinin bile.
This book is on the manners and customs of America.
- Bu kitap Amerika'nın görgü ve gelenekleri üzerinedir.
Who taught them table manners?
- Masa görgüsünü onlara kim öğretti?