görünmez

listen to the pronunciation of görünmez
التركية - الإنجليزية
invisible

I would therefore like to draw attention to the Report of the Committee on Invisible Members of Parliament. - Bu sebeple, Komite'nin Parlamento'nun Görünmez Üyeleri hakkındaki raporuna dikkat çekmek isterim.

If I were invisible I wouldn't have to dress myself. - Görünmez olsam, giyinmek zorunda olmam.

out of sight
unexpected, unforeseen
invisible; unforeseen
unapparent
invisible, unseeable
latent
concealed
blind
ınvisible

I didn't see that you were online. Yes, I was in invisible-mode.' - Online olduğunu görmedim ki Evet, görünmez modundaydım.'

Tom said he saw the invisible man today. - Tom dün görünmez adamı gördüğünü söyledi.

sightless
görünmez arıza
invisible failure
görünmez kaza
unexpected accident
görünmez olmak
a) to disappear b) to become invisible
görünmez olmak
1. not to have been seen (for a long time). 2. to disappear
görünmez tehlike
pitfall
görünmez tehlike
snake in the grass
التركية - التركية
Görünmeyen, beklenmeyen
görünmez kaza
Hiç umulmadık zamanda, umulmadık biçimde olan kaza
görünmez olmak
Gözden kaybolmak
görünmez
المفضلات