تعريف görünüşlü في التركية الإنجليزية القاموس.
- visage
- Countenance; appearance; one's face
- {n} the face, countenance, look, aspect
- the face, countenance, or look of a person
- a software application that provides flexible, information-centric data visualization capabilities in a cyberspace environment
- the human face (`kisser' and `smiler' and `mug' are informal terms for `face' and `phiz' is British)
- The face, countenance, or look of a person or an animal; chiefly applied to the human face
- \VIZ-ij\, noun: 1 The face or appearance of a person or an animal; -- chiefly applied to the human face 2 Appearance; aspect
- {i} face, countenance; aspect, look, appearance
- Countenance; appearance; ones face
- To face
- the appearance conveyed by a person's face; "a pleasant countenance"; "a stern visage"
- Someone's visage is their face. his milky-white innocent visage. = face. a face (vis , from visus , from visus; VISION)
- bitkin görünüşlü
- haggard
- görün
- appear
The girl appeared sick.
- Kız hasta görünüyordu.
Is it possible to reproduce 70 copies of your report which appeared in the November issue of The Network and distribute them to our agents?
- The Network'ün kasım meselesinde görünen raporunun 70 kopyasını üretmek ve onları ajanlarımıza dağıtmak mümkün mü?
- görün
- seem
Your plan seems better than mine.
- Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.
It seems to me that you are wrong.
- Bana öyle görünüyor ki sen hatalısın.
- görün
- {f} seeming
Seemingly impossible things sometimes happen.
- Görünüşte imkansız şeyler bazen olur.
The world is a place of seemingly infinite complexity.
- Dünya görünüşte sonsuz karmaşanın olduğu bir yer.
- görün
- seem to be
He does not seem to be very tired.
- O, çok yorgun görünmüyor.
You seem to be a little under the weather.
- Biraz keyifsiz gibi görünüyorsun.
- görün
- {f} emerging
- düzgün görünüşlü
- presentable
Do I look presentable?
- Düzgün görünüşlü görünüyor muyum?
Tom is presentable, isn't he?
- Tom düzgün görünüşlü, değil mi?
- düzgün görünüşlü olma
- presentableness
- edilgen görünüşlü eylem
- (Dilbilim) deponent verb
- garip görünüşlü
- odd looking
- görün
- loom
- gülünç görünüşlü kimse
- fright
- hoş görünüşlü
- personable
- masum görünüşlü
- innocent-looking
- sinsi görünüşlü
- hangdog look
- çirkin görünüşlü
- seamy