Tom didn't want to be seen with Mary.
- Tom, Mary'yle görülmek istemiyordu.
I don't want to be seen with him.
- Onunla görülmek istemiyorum.
The result remains to be seen.
- Sonuç görülmek için kalır.
Tom didn't want to be seen with Mary.
- Tom, Mary'yle görülmek istemiyordu.
I saw John at the library.
- Kütüphanede John'u gördüm.
I saw my Twitter account suspended after a while.
- Bir müddet sonra Twitter hesabımın askıya alındığını gördüm.
The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door.
- Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.
Love is seeing her in your dreams.
- Aşk onu rüyalarında görmektir.
It seems to me that you are wrong.
- Bana öyle görünüyor ki sen hatalısın.
Mary decided never to see him any more.
- Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
I've never seen such a wonderful sunset.
- Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
I have not seen him lately.
- Son zamanlarda onu görmedim
Their view of life may appear strange.
- Onları hayat görüşü acayip görünebilir.
His parents' view was that he was wasting his earnings on a silly girl.
- Ebeveynlerinin görüşü onun kazandıklarını aptal bir kıza harcamasıydı.
He happened to catch sight of a rare butterfly.
- Tesadüfen nadir bir kelebeği gördü.
She stood astonished at the sight.
- Görünüşte şaşırmış gibi duruyordu.
He fell in love with her at first sight.
- İlk görüşte ona âşık oldu.
Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
- Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
She was deemed to deserve the gold medal for fair play.