görülen

listen to the pronunciation of görülen
التركية - الإنجليزية
sighted
seen

There were a lot of stars seen in the sky. - Gökyüzünde görülen bir sürü yıldız vardı.

What has been seen can not be unseen. - Görülen bir şey, asla görülmemiş gibi olmaz.

visible
gör
saw

I saw my Twitter account suspended after a while. - Bir müddet sonra Twitter hesabımın askıya alındığını gördüm.

I saw her somewhere two years ago. - Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.

seyrek görülen
(Gıda) sporadic
gör
{f} sighted
gör
{f} seeing

Seeing that she was not excited at the news, she must have known it. - O, habere heyecanlanmadığına göre, onu önceden biliyor olmalı.

I remember seeing you all somewhere. - Hepinizi bir yerde gördüğümü hatırlıyorum.

gör
see

I'm happy to see you. - Seni gördüğüme mutluyum.

Mary decided never to see him any more. - Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.

gör
{f} seen

I had never seen a panda until I went to China. - Çin'e gidene kadar hiç panda görmemiştim.

I've never seen such a wonderful sunset. - Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.

gör
{f} view

Their view of life may appear strange. - Onları hayat görüşü acayip görünebilir.

His parents' view was that he was wasting his earnings on a silly girl. - Ebeveynlerinin görüşü onun kazandıklarını aptal bir kıza harcamasıydı.

gör
catch sight of

He happened to catch sight of a rare butterfly. - Tesadüfen nadir bir kelebeği gördü.

gör
{f} sight

I was much frightened at the sight. - Ben görünce çok korktum.

She stood astonished at the sight. - Görünüşte şaşırmış gibi duruyordu.

gör
{f} viewing

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

hor görülen, aşağı tutulan, aşağılanan
common contempt, held down, down the
arada sırada görülen
sporadic
bulut üzerinde görülen renkli halka
anthelion
esrarın etkisiyle görülen hayal
pipe dream
gece görülen hayalet
night vision
nadir görülen tümörler
(Tıp) rarely seen tumours
rüyada görülen yakışıklı erkek
sheik
rüyada görülen yakışıklı erkek
sheikh
sadece yelkenleri görülen
hull down
sık görülen
endemic
öğrenim görülen okul
alma mater
ألمانية - التركية

تعريف görülen في ألمانية التركية القاموس.

Gör
yumurcak, afacan (kiz)
Gör
(-e/) n l. kücük cocuk
السويدية - التركية

تعريف görülen في السويدية التركية القاموس.

Gör
hazırlayın
Gör
olun
Gör
yapın
Gör
yapık
gör
yapıyor
gör
kılan
görülen
المفضلات