The children sent their Christmas lists to the North Pole with the hope that Santa would read them.
- Çocuklar Noel listelerini, Noel Baba okur umuduyla Kuzey Kutbu'na gönderdi.
Thank you for submitting your work to this journal.
- Çalışmanızı bu dergiye gönderdiğiniz için teşekkürler.
Your order has been submitted.
- Siparişiniz gönderildi.
Please forward my mail to this address.
- Lütfen postamı bu adrese gönderin.
Please forward the document to the administrative office for review.
- Lütfen incelemesi için belgeyi idari ofise gönderin.
The boss sent Tom to Boston on business.
- Patron Tom'u iş için Boston'a gönderdi.
If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies.
- Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir.
We offer free shipping.
- Biz ücretsiz gönderim sunuyoruz.
The soldiers are shipping off tomorrow.
- Yarın askerler gönderiliyor.
I didn't send Tom any wine.
- Tom'a hiç şarap göndermedim.
I had to send Tom home.
- Tom'u eve göndermek zorundaydım.
The captain decided to send out a scout.
- Kaptan bir keşif gemisi göndermeye karar verdi.
I'd like to send these to Japan.
- Bunları Japonya'ya göndermek istiyorum.
I'm sending her to California.
- Onu Kaliforniya'ya gönderiyorum.
I forwarded the schedule you sent me to Tom.
- Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.
I forwarded the message I got from Tom to Mary.
- Tom'dan aldığım mesajı Mary'ye gönderdim.
If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies.
- Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir.
He was sent to jail for murder.
- O, cinayet nedeniyle hapse gönderildi.
Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
- Sophie bilinmeyen göndericiden bir mektup daha almayı dört gözle bekliyordu.
Thank you very much for sending me such a nice present.
- Bana böyle hoş bir hediye gönderdiğin için çok teşekkür ederim.
Instead of sending somebody on your behalf, you had better go and speak in person.
- Senin adına birini göndermek yerine, sen gitsen ve şahsen konuşsan daha iyi olur.
I sent out the payment a couple of days ago.
- Ödemeyi birkaç gün önce gönderdim.
The princess was sent out to the lake to be fed to the dragon.
- Prenses, ejderhanın beslenmesi için göle gönderildi.
Your order has been dispatched.
- Siparişiniz gönderildi.
About thirty firefighters were dispatched.
- Yaklaşık otuz itfaiyeci gönderildi.