gönüllüler

listen to the pronunciation of gönüllüler
التركية - الإنجليزية
volunteers

The institution advertised on TV for volunteers. - Kurum gönüllüler için televizyonda ilan verdi.

Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books. - Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.

Workers who are not considered to be employees under the act when they serve of their own free will without compensation
n Plants that you like and know the name of that came up somewhere you did not plant them Note that if you don't like them, they are weeds, not volunteers Example of proper usage: "I had a Lenton Rose volunteer in my flower bed!" Example of improper usage: "I have crabgrass volunteering in my zoysia!"
Plural form of a volunteer
seed or tubers that have been left behind in the field after harvest and have not been killed by winter conditions; grow up the following year
People who work for no money
Unpaid lay and professional persons who offer their services in support of the Cooperative Extension organization and its educational programs, often taking on the role of educator under the supervision of professional Extension educators
gönüllü
voluntary

The company appealed for people to take voluntary resignation. - Şirket insanların gönüllü olarak istifa etmeleri için yalvardı.

That organization depends on voluntary contributions. - Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.

gönüllü
volunteer

She devoted herself to the volunteer activity. - O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.

Few elephants would volunteer to move to Europe. - Birkaç fil Avrupa'ya taşınmak için gönüllü olurdu.

gönüllü
willing

Tom is willing to try anything. - Tom bir şey denemek için gönüllü.

She is willing to do anything for me. - Benim için herhangi bir şeyi yapmaya gönüllü.

gönüllü
voluntarily

Did Tom sign that confession voluntarily? - Tom bu itirafı gönüllü olarak imzaladı mı?

He voluntarily helped his mum clean. - O, gönüllü olarak annesinin temizlik yapmasına yardımcı oldu.

gönüllü
disposed
gönüllü
free will
gönüllü
freewill
gönüllü
of one's own accord
gönüllü
willful
gönüllü
prepared
gönüllü
ready
gönüllü
to volunteer
gönüllü
lover
gönüllü
willing, ready; voluntary; volunteer; lover; of one's own accord, voluntarily
التركية - التركية

تعريف gönüllüler في التركية التركية القاموس.

gönüllü
Seven kimse veya sevgili
gönüllü
Çok istekli
gönüllü
Bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen
gönüllü
Bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen: "Yabancı dil bildiği için de, Kore'ye gönüllü olarak göndermeye kalkmışlardı."- Ç. Altan. Çok istekli: "Henüz nizamiye ve gönüllü taburların neferleri dağılmamıştı."- Ö. Seyfettin
gönüllüler
المفضلات