Yetenekli maliye bakanının yaratıcılığı batmış ulusunun kurtulması için yardımcı oldu.
- The talented finance minister's ingenuity has helped his bankrupt nation to get out of the red.
Tom yetenekli bir şarkıcıdır.
- Tom is a talented singer.
O çok kabiliyetli ve yetenekliydi.
- He was very gifted and talented.
O, kabiliyetli bir yazar.
- He's a talented writer.