Öfkeli kalabalık binaya saldırdı.
- The furious mob attacked the building.
Renksiz yeşil fikirler öfkeli bir şekilde uyur.
- Colorless green ideas sleep furiously.
Teksas valisi kızgındı.
- The governor of Texas was furious.
O, kızgın bir şekilde tepki verdi.
- He reacted furiously.
Yangın şiddetli bir şekilde yanıyor.
- The fire is burning furiously.
Tom Mary'ye karşı çok öfkeliydi.
- Tom was furious with Mary.
O kuduruk bir savaştı.
- It was a furious battle.
Üniversitedeyken öfkeyle rekabet ederdik.
- We used to compete furiously in college.
Düşman öfkeyle saldırdı.
- The enemy attacked furiously.
O, kızgın bir şekilde tepki verdi.
- He reacted furiously.
He tried furiously to get it to work before the deadline.
He glared furiously at the offender.
... furious to discover that your employer had been listening in on the conversation with ...
... a song about it. And we do this, like, just -- it's just furious ...