Caz ölmedi, sadece komik kokuyor.
- Jazz isn't dead, it just smells funny.
Oğlum komik hikayelerin anlatıcısı olmak için çalıştı.
- My son tried to become a teller of funny stories.
Tom bana eğlenceli bir kısa mesaj gönderdi.
- Tom sent me a funny text message.
Film kitap kadar eğlenceli değildi.
- The movie wasn't as funny as the book.
Postacının henüz gelmemesi tuhaf.
- It is funny that the mailman hasn't come yet.
Ben tuhaf bir gürültü duydum.
- I heard a funny noise.
Onlar bana garip baktılar.
- They looked at me funny.
Bunun garip olduğunu düşünmüyor musun?
- Don't you think that's funny?
The milk smelt funny so I poured it away.
... funnily enough, I love Paris as a city, funnily enough. ...