Gözleri yaşlılık nedeniyle çalışmayı durdurdu.
- His eyes stopped functioning due to old age.
Makine çalışmayı durdurdu.
- The machine has stopped functioning.
O gerçekten şirin ve bu yüzden onunla çalışmayı seviyorum
- He's really cute, and so I like working with him.
Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
- Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.
Beynin fonksiyonu hakkında çalışıyorlar.
- They study about the function of the brain.
Yapı olarak kusurlu olsalar bile, onlar fonksiyon olarak mükemmeldir.
- If defective in structure, they are perfect in function.
Sanırım her şey işlevsel.
- I think everything is functional.
Bu gereksiz işlevi ne için eklediler?
- What did they add this needless function for?
Böyle görev yapamayız.
- We can't function like this.
Ayırdedilebilir bir işlev her yerde süreklidir.
- A function that is differentiable everywhere is continuous.
Bu tablo ozon tabakasının işlevini gösteriyor.
- This chart illustrates the function of ozone layer.
Makineleri çalıştırmaya devam etmeliyiz.
- We have to keep the machines working.
Paranın bir hükmü kalmadığında sistemin tüm işleyişi durur.
- When money ceases to have value, the entire system stops working.
Eğer gerçekten bir işe ihtiyacın varsa, niçin Tom için çalışmayı düşünmüyorsun?
- If you really need a job, why don't you consider working for Tom?
Sen her ne zaman hazır olursan, ben işe başlamaya hazırım.
- I'm ready to start working whenever you are.
Cuma akşamları, deniz aşırı ülkelerde eşleriyle birlikte çalışan bir grubumuz Chuck's Bar and Grill'de buluşurlar.
- On Friday evenings, a group of us with spouses working overseas meet at Chuck's Bar and Grill.
Çalışan erkekler sert elma şırası içtiler.
- Working men drank hard apple cider.
İşletme mastırımı bitirme üzerinde çalışıyorum.
- I'm working on finishing my MBA.
Şunu halletmek üzerine çalışıyoruz.
- We're working on getting that done.
Yeterli zamanım olduğundan emin olmak için deli gibi çalışıyorum.
- I'm working like crazy to make sure I have enough time.
... allow the functioning of viable, profitable news ...
... MR. ROMNEY: I will make sure we don't hurt the functioning of our ' of our marketplace ...