الإنجليزية - التركية
تعريف full of sorrow في الإنجليزية التركية القاموس.
- brokenhearted
- umutsuzluğa kapılmış
- brokenhearted
- kalbi kırık
Tom'un kalbi kırıktı.
-Tom was brokenhearted.
- heartbroken
- kederli
- heartbroken
- üzüntülü
- heartbroken
- kalbi kırık
Tom kalbi kırık olacak.
-Tom is going to be heartbroken.
Tom kalbi kırık olacak.
-Tom will be heartbroken.
- heartbroken
- çok üzgün
Çok üzgündü ve kendini astı.
-He was heartbroken and hanged himself.
- heartsick
- çok kederli
- heartsick
- bezgin
- brokenhearted
- umutsuzluga kapilmis
- brokenhearted
- kederli
- heartbroken
- {s} acılı
- heartbroken
- {s} dertli
Tom Mary'nin dertli olmadığını söyledi.
-Tom said Mary isn't heartbroken.
Tom Mary'nin dertli olduğunu söyledi.
-Tom said Mary is heartbroken.
- heartbroken
- {s} kâlbi kırık
Leyla, Sami'yi kalbi kırık bırakarak Mısır'a taşındı.
-Layla moved to Egypt, leaving Sami heartbroken.
Kalbi kırık olmanın ne demek olduğunu biliyorum.
-I know what it's like to be heartbroken.
- heartbroken
- kırık kalpli
- heartsick
- {s} kederli
- heartsick
- {s} acılı
- heartsick
- {s} üzgün
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف full of sorrow في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- heartbroken
- heartsick
- brokenhearted
full of sorrow
الواصلة
full of sor·rowالتركية النطق
fûl ıv särōالنطق
/ˈfo͝ol əv ˈsärō/ /ˈfʊl əv ˈsɑːroʊ/
Resimler
السابق
المفضلات