Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

full in statement; diffuse; full; profuse

listen to the pronunciation of full in statement; diffuse; full; profuse
الإنجليزية - التركية

تعريف full in statement; diffuse; full; profuse في الإنجليزية التركية القاموس.

large
{s} geniş

Bizim ev beşimize yetecek kadar geniş. - Our house is large enough for five of us.

Tom geniş kitlenin önünde konuşma yapmaktan hoşlanmaz. - Tom really does detest giving speeches in front of large audiences.

large
{s} iri

Ona şişman denmez, iriydi. - He was large, not to say fat.

large
kocaman

Bugün kocaman bir yılan gördüm. - I saw a large snake today.

Kainat kocaman bir okul. - The universe is a large school.

large
kalabalık (aile)
large
(Askeri) pupadan gelen (rüzgar)
large
kapı gibi
large
cesamet
large
bol

Çok büyük pencereler bol doğal gün ışığı sağlar. - Very large windows assure abundant natural daylight.

O, üniversiteye bol miktarda para bağışladı. - He endowed the college with a large sum of money.

large
(deyim) Bin, binlik, bin dolar
large
(sıfat) geniş, büyük, iri
large
ortaçağda kullanılan pek uzun bir nota
large
vasi
large
cesim
large
serbest

Beş mahkûm yeniden tutuklandı, ancak diğer üçü hâlâ serbest. - Five prisoners were recaptured, but three others are still at large.

İki gün önce kaçan mahkum hâlâ serbest. - The prisoner who escaped two days ago is still at large.

large
at large serbest
large
mebzul
large
bütün ayrıntılarıyle
الإنجليزية - الإنجليزية
large