full, packed, crammed together

listen to the pronunciation of full, packed, crammed together
الإنجليزية - التركية

تعريف full, packed, crammed together في الإنجليزية التركية القاموس.

crowded
kalabalık

Otobüs çok kalabalıktı. Keşke bir taksiye binseydim. - The bus was very crowded. I wish I had taken a taxi.

Newport gibi, deniz kenarındaki tatil köyleri yaz aylarında çok kalabalıktır. - Seaside resorts, such as Newport, are very crowded in summer.

crowded
kalabalık (yer)
crowded
tıkış tıkış/kalabalık
crowded
kalabalık,v.toplan: adj.kalabalık
crowded
x sıkıştır/toplan/doldur
crowded
toplanmış (bir yere)
crowded
mahşeri
crowded
tıkış tıkış
crowded
dopdolu
crowded
{f} toplan

Herkes harika dansçının etrafına toplandı. - Everyone crowded around the fantastic dancer.

Kalabalık caddede sıradan bir toplantı yaptık. - We had a casual meeting on the crowded street.

crowded
{s} dolu

Oda mobilya ile doluydu. - The room was crowded with furniture.

Cadde arabalarla doluydu. - The street was crowded with cars.

crowded
{s} olaylı
crowded
{s} sıkışık
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} crowded
full, packed, crammed together
المفضلات