Patatesleri kızartmayı bırak.
- Finish frying the potatoes.
Mary kızartma tavasına bazı sosisler attı.
- Mary threw some sausages into the frying pan.
Mary kızartma tavasına bazı sosisler attı.
- Mary threw some sausages into the frying pan.
Sen hiç onları kızartma yerine patateslerini fırında pişirmeyi düşündün mü?
- Have you ever thought about baking your potatoes instead of frying them?
Kızartma tavası paslı.
- The frying pan is rusty.
Mary kızartma tavasına bazı sosisler attı.
- Mary threw some sausages into the frying pan.
Tom tavayı ocağa koydu.
- Tom put the frying pan on the stove.
Daha büyük bir tavan var mı?
- Do you have a bigger frying pan?
Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.
- Tom burned his fingers on a hot frying pan.
Sen hiç onları kızartma yerine patateslerini fırında pişirmeyi düşündün mü?
- Have you ever thought about baking your potatoes instead of frying them?
Pastayı pişirmek yumurta kızartmaktan çok daha fazla zaman alır.
- Baking a cake takes more time than frying an egg.
Kızartmak için daha büyük balıklarımız var.
- We've got bigger fish to fry.
Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.
- Tom burned his fingers on a hot frying pan.
Tom Mary'ye bir Fransız kızartma sundu ve o bir tane aldı.
- Tom offered Mary a French fry and she took one.
Genellikle Pazartesiden Cumaya kadar okula giderler.
- They usually go to school from Monday to Friday.
Tom, Cumalar hariç, çalışmak için her zaman kravat takar.
- Tom always wears a tie to work, except on Fridays.
Tom Mary'ye bir Fransız kızartma sundu ve o bir tane aldı.
- Tom offered Mary a French fry and she took one.
Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.
- Tom burned his fingers on a hot frying pan.
He's guilty of murder — he's going to fry.
Many kids who run away from unhappy homes discover they've jumped out of the frying pan and into the fire.