Hepimiz ulusal mirasımızı korumak için özen göstermeliyiz.
- We must all take care to preserve our national heritage.
Tuz yiyeceği çürümekten korumak için yardımcı olur.
- Salt helps to preserve food from decay.
Ayılar uyuduğunda ya da uzandığında onların duruşları ısıdan kurtulmak ya da onu korumak isteyip istemediklerine bağlıdır.
- When bears sleep or lie down, their postures depend on whether they want to get rid of heat or conserve it.
Tom gücünü korumak zorundadır.
- Tom must conserve his strength.
Doğal kaynaklarımızı korumaya çalışmalıyız.
- We must try to conserve our natural resources.
Cephaneyi korumalıyız.
- We need to conserve ammo.
Onlar binayı korudular.
- They have preserved the building.
Bizim barışçıl anayasamızı korumamız gerekir.
- We must preserve our peaceful constitution.