Kemikler buzda donmuş olarak kaldı.
- The bones remained frozen in the ice.
Çocuklar donmuş gölet üzerinde bir hokey pisti kurdular.
- The boys set up a hockey rink on the frozen pond.
Ben her zaman dondurulmuş olanların yerine taze sebzeler alırım.
- I always buy fresh vegetables instead of frozen ones.
Bazen dondurulmuş sebze alırım.
- Sometimes, I buy frozen vegetables.
Gece o kadar soğuktu ki döndüğümde neredeyse donmuştum.
- The night was so chilly that when I returned I was almost frozen.
Çok soğuk vardı, bu nedenle göl dondu.
- It's been very cold, so the lake is frozen.
Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu.
- I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.
Kemikler buzda donmuş olarak kaldı.
- The bones remained frozen in the ice.
... override the meter on their wall. But what happens if there's a big freeze, and a griefer ...
... in our economy and our economic stewardship. That's what the freeze is about. It's saying ...