Tarihi değiştiremeyiz ama ondan öğrenebiliriz.
- We can't change history, but we can learn from it.
Bir dereceye kadar, biz hepimiz ondan muzdaribiz.
- We all suffer from it to some degree.
Ondan henüz haberim yok.
- I have had no news from him yet.
Ondan uzak durmanız sizin akıllılığınız.
- It was wise of you to keep away from him.
Bu eski madeni paraları ondan aldım.
- I got these old coins from her.
O bir hile ile parayı ondan aldı.
- He got the money from her by a trick.
Bundan, Feminizmin hala gerekli olduğu sonucuna varabilirsin.
- From this you can conclude that feminism is still necessary.
Bundan ne gibi sonuçlar çıkarılabilir?
- What conclusions can be drawn from this?
Sanırım Tom senden çok şey öğrenebilirdi.
- I think Tom could learn a lot from you.
Yakında senden haber almaktan müteşekkür olacağım.
- I would appreciate hearing from you soon.
... Maybe if I dance next to this guy, he'll recognize his urge ...
... Now let's switch over to his tablet and take a look. ...