Ondan henüz haberim yok.
- I have had no news from him yet.
O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi.
- She borrowed the book from him many years ago and hasn't yet returned it.
Tarihin bize öğrettiği şey insanların ondan bir şey öğrenmemiş olmasıdır.
- What history teaches us is that men have never learned anything from it.
Bir dereceye kadar, biz hepimiz ondan muzdaribiz.
- We all suffer from it to some degree.
O bir hile ile parayı ondan aldı.
- He got the money from her by a trick.
Bu eski madeni paraları ondan aldım.
- I got these old coins from her.
Bundan, Feminizmin hala gerekli olduğu sonucuna varabilirsin.
- From this you can conclude that feminism is still necessary.
Onun bisikleti bundan farklıdır.
- His bicycle is different from this one.
Senden küçük bir yardıma ihtiyacım var.
- I need a little help from you.
Sanırım Tom senden çok şey öğrenebilirdi.
- I think Tom could learn a lot from you.
... about him before you went on a date? [ Laughter ] ...
... showing him Frances bacon photos, which is, like, all ...