Onlar parlak renkli kurbağalar olduğunu söylüyorlar fakat ben onları asla görmedim.
- They say there are bright-colored frogs, but I've never seen them.
İki kurbağa dere kenarında otururken yağmur yağmaya başlar. Kurbağalardan biri diğerine şöyle der: Çabuk suya gir, yoksa ıslanacağız.
- Two frogs are sitting on the bank, when it starts to rain. One of them says, Quick, get in the water so we don't get wet.
Kurbağayı kara kurbağasından ayırt edemem.
- I cannot distinguish a frog from a toad.
Bu çayır kurbağa doludur.
- This meadow abounds in frogs.
Bir kurbağayı bir kara kurbağasından ayırt edemem.
- I can't tell a frog from a toad.
Bir kurbağayı bir kara kurbağasından ayırt edemiyorum.
- I can't distinguish a frog from a toad.
... Like modern frogs, ...