Onların verdiği akşam yemeği kötü pişirilmişti.
- The dinner they served was badly cooked.
Akşam yemeği için dört farklı biçimde pişirilmiş kuzu etim vardı.
- For dinner, I had lamb cooked four different ways.
Fotoğraf tahrif edilmişti.
- The photograph was falsified.
Anne henüz akşam yemeğini pişirmedi.
- Mother has not cooked dinner yet.
İki erkek çocuk yemeklerini kendi aralarında pişirdi.
- The two boys cooked their meal between them.