Ferahlamak için bana bir dakika ver.
- Give me a minute to freshen up.
Makyajını tazelemek ister misin?
- Would you like to freshen up?
Makyajını tazelemek ister misin?
- Would you like to freshen up?
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to work in Paris I have to freshen up on my French.
Women spend longer than men at freshening up before going out.