Bu son derece sancılıydı.
- It was terribly painful.
Her otuz dakikada doğum sancım var.
- I have labor pains every thirty minutes.
Bu acıya dayanamıyorum.
- I cannot bear this pain.
Bu acıya dayanamıyorum.
- I can't stand this pain.
Midemde ara sıra olan ağrılar var.
- I have occasional pains in the stomach.
Sırtımda kötü bir ağrım var.
- I have a bad pain in my back.
Cézanne doğanın yeni bir biçimde nasıl resmedileceğini biliyordu.
- Cézanne knew how to paint nature in a new way.
İki Fransız Fransızca konuşur ve Fransız ekmeği yer.
- The two Frenchmen speak French and eat French bread.
Fransız ekmeği lezzetlidir.
- French bread is delicious.
Emeksiz kazanç olmaz.
- No gains without pains.