The French are our friends.
- Fransızlar dostumuzdur.
Mathematicians have this in common with the French: whatever you're trying to say to them, they take it and translate it in their own way and turn it around into something completely different.
- Matematikçiler buna Fransızlarla müştereken sahiptir: onlara her ne söylemeye çalışıyorsan, onlar onu alır ve onu kendi tarzlarıyla çevirir ve onu tamamen farklı bir şeye çevirirler.
John can't speak French well.
- John, Fransızcayı iyi konuşamıyor.
Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Tom is a Francophile.
- Tom bir Fransız hayranı.
Are there francophones in Canada?
- Kanada'da Fransızca konuşan kimseler var mı?