fracture, split; loud sharp noise; blow; witty remark; form of cocaine

listen to the pronunciation of fracture, split; loud sharp noise; blow; witty remark; form of cocaine
الإنجليزية - التركية

تعريف fracture, split; loud sharp noise; blow; witty remark; form of cocaine في الإنجليزية التركية القاموس.

crack
çatırtı

Bir dal çatırtısı duydum. - I heard a twig crack.

crack
çıtlatmak
crack
çatallaşmak ses
crack
çarpma
crack
{f} çatla

Mary eklemlerini çatlattığında Tom sevmez. - Tom doesn't like it when Mary cracks her knuckles.

Çatlağı macunla tıkadı. - He stopped up the crack with putty.

crack
çatlatmak
crack
(up ile) (güçlüklere) boyun eğmek
crack
vuruş
crack
başarılı
crack
(espri/fıkra/vb.) patlatmak
crack
tokat
crack
tükenmek
crack
nükte
crack
(Bilgisayar) Kod kırma, güvenliği kırma
crack
{f} şaklatmak
crack
{f} çökmek
crack
(isim) çatlak, şiddetle vurma
crack
{i} çatırtı, şaklama
crack
{s} aralık

Tom kapıyı biraz aralık bıraktı. - Tom left the door open a crack.

crack
{s} as
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} crack
fracture, split; loud sharp noise; blow; witty remark; form of cocaine
المفضلات