Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
- One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten.
On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
- Ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty.
1685 itibariyle Fransızların beşte dördü açıkça okuma yazma bilmiyordu.
- Four fifths of French were frankly illiterate towards 1685.
Dördüncü olarak, benim ilk üç noktam yoktur.
- Fourthly, my first three points do not exist.
Ofisim, o gri altı katlı binanın dördüncü katında.
- My office is on the fourth floor of that gray six-story building.