A fossilized shell is what I'm holding in my hands.
- Ellerimde tuttuğum şey fosilleşmiş bir kabuk.
Amber is fossilised resin.
- Amber fosilleşmiş reçinedir.
What I'm holding in my hands is a fossilized shell.
- Ellerimde tuttuğum şey fosilleşmiş bir kabuk.
A fossilized shell is what I'm holding in my hands.
- Ellerimde tuttuğum şey fosilleşmiş bir kabuk.
The continent is abundant in fossil fuels.
- Kıta fosil yakıtlarca zengindir.
Fossil fuel prices shot through the roof.
- Fosil yakıt fiyatları tavana vurdu.