formerly; once, but no longer; thus forming the imperfect tense

listen to the pronunciation of formerly; once, but no longer; thus forming the imperfect tense
الإنجليزية - التركية

تعريف formerly; once, but no longer; thus forming the imperfect tense في الإنجليزية التركية القاموس.

used to
alışkın olmak
used to
öğür
used to
-ardı
used to
alışık olmak
used to
yapardı

O, arkadaşlarına karşı zorbalık yapardı. - He used to bully his friends.

O nehir boyunca sık sık yürüyüş yapardım. - I used to often take walks along that river.

used to
kullan

O, onun makaleyi yazmak için kullandığı bilgisayardır. - That's the computer he used to write the article.

O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. - It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.

used to
ederdi

Robert hafta sonlarında dükkânda babasına yardım ederdi. - Robert used to help his father in the store on weekends.

Mary, Tom'la evlenmeyi hayal ederdi. - Mary used to dream about marrying Tom.

used to
geçmiş zamanda yapılan
used to
alışık

Herkesin önünde konuşmalar yapmaya alışık değilim. - I'm not used to making speeches in public.

Bu ısıya alışık değilim. - I'm not used to this heat.

used to
alışkın

Erken kalkmaya alışkınım. - I'm used to keeping early hours.

Ne zaman yatmaya alışkınsın? - What time are you used to going to bed?

الإنجليزية - الإنجليزية
used to

I used to know a guy from the UK who pronounced mother without the r.

formerly; once, but no longer; thus forming the imperfect tense
المفضلات