formal discourse in public; oration; harangue

listen to the pronunciation of formal discourse in public; oration; harangue
الإنجليزية - التركية

تعريف formal discourse in public; oration; harangue في الإنجليزية التركية القاموس.

speech
beyanat
speech
(Dilbilim) söylem

Nefret söylemi olarak etiketleme konuşma sosyal baskı vasıtasıyla ifade özgürlüğünü sınırlamak için bir yoldur. - Labelling speech as hate speech is a way to limit free speech by means of social pressure.

speech
söyleme yetisi
speech
konuşma tarzı

Onun konuşma tarzını sevmedi. - He did not like her manner of speech.

Senin konuşma tarzını kullanmak için, onun seni sevip sevmediğini bilmiyorum; ama onun döneceğini biliyorum. - I do not know if, to use your manner of speech, he loves you; but I know that he will return.

speech
konuşma yeteneği

Sadece insan konuşma yeteneğine sahiptir. - Only human beings are capable of speech.

speech
söz söyleme
speech
{i} dil

İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem. - In English there are eight main parts of speech: noun, verb, adjective, adverb, pronoun, preposition, conjunction and finally interjection.

Ben neredeyse dilsizim. - I'm almost speechless.

speech
(isim) konuşma, demeç, nutuk, hitabe, söylev, anlatma, savunma, konuşma yeteneği, söz söyleme, konuşma şekli, şive, dil, ses (enstrüman)
speech
{i} demeç

Başkan, muhabire demeç verdi. - The president handed the speech to the reporter.

speech
{i} söylev
speech
{i} konuşma, nutuk, söylev
speech
speech disorder konuşma bozukluğu
speech
natıka
speech
{i} anlatma
speech
{i} savunma
speech
{i} konuşma, söz söyleme
speech
{i} hitabe
الإنجليزية - الإنجليزية
speech
formal discourse in public; oration; harangue
المفضلات